“…
karşısın, erki isteyensin
varoluşun yeter insanları
kızdırmaya
korkak kim, başkaldıran kim
kime derler terk eden
bir düşünceyi
kime derler bir eylemi yağılara satan
hayranlığımı tutuklayıp tıktım dört duvar aralarına
yani en gizli yerine yüreğimin
ağlar gibi gülüşüm
doğrusu ağlarken eşzamanda gülüşüm
şaşkın yordamsız kalışımdandı.
Haklısın, taş kesildim
güneşsiz kaldı suçlarım, eksikliklerim, yanlışlarım
soruların bir çocuk sorusu
yanıt verdi vadiler, tepeler
coştu Fırat, Munzur da
bir ölü eviydi ağzımız bizim.
…”